26 Kasım 2024 Salı

 KALDIRIMLAR VE ALGININ İNŞASI



Her gün üzerinden geçtiğimiz kaldırımlar... Bazen takılıp düştüğümüz, altındaki suyun paçalarımıza sıçradığı, arabaların park ettiği ve yürümemizi engellediği o sıradan zeminler. İzmaritler ve balgamlarla dolu bu kaldırımlar, rahatsız edici bir gerçeklik sunar. Ancak, algı dediğimiz şey tam da burada başlar: Bir şeyi nasıl gördüğümüz, ona nasıl anlam yüklediğimizle şekillenir.



Peki, kaldırımları size başka bir gözle göstersek.  İnsanların hayallerine dokunarak bu sıradan taşları başka bir sunumla anlam kazandırsak. Algılarla oynayarak, kaldırımları birer sanat eseri gibi göstermek mümkün olabilir mi? 



Kaldırım deyince en ünlü Şiir Necip Fazıl Kısakürek'in şiiri

Yağız atlı süvari! Koştur atını, koştur!

Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.

Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur,

Ne senin anladığın kadar kaldırımları...




Ve kaldırımlar yalnızca taş mı, yoksa onlara yüklediğimiz anlamlarla hayata karışan bir hikâye mi? Algı, gördüğümüzü değil, ona yüklediğimiz anlamı şekillendirir. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder