Daha çok beklersiniz karı…

Nevin Bilgin

Her gün "kar yağacak" anonsları, peş peşe gelen kodlu uyarılar. 

Büyükşehirlerin caddelerinde sessizce bekleyen iş makineleri. 

Pencereden bakıp bir kar karesi yakalamak için bekleyen, ekonomik sıkıntısı olmayanların sabırsız sosyal medya paylaşım telaşı. 

Barajlardaki doluluk oranlarının alarm verdiği, "planlı bakım" bahanesiyle saklanan su kesintileri, kuruyan barajlar, suyu unutmaya yüz tutmuş şehirler.

Köylerde tarımın umudu, karın bereketini bekleyen çiftçilerin duaları. 

Şehirde ise ekonomik durumu gıcır kesimin kar tatili keyfi bekleyişleri.

Ama daha çok beklersiniz karı.

Üst üste beton yığınlarını dikip kentin derelerini kuruturken neredeydiniz? 

O derelerin üzerine asfalt serip, daha da yüksek binalar dikerken sesiniz neden çıkmadı? Otel, maden, marina, lüks tatil köyleri uğruna kesilen ağaçları izlerken, balıkları bile esarete mahkûm ederken, kuşların su alanlarını kuruturken neredeydiniz?

Göllerin üzerine tarlalar, ovalara binalar dikerken, vahşice kurulan sanayi fabrikalarının atıklarını denizlere, göllere, toprağa boşaltmasına göz yumarken neden sustunuz? 

Bitkilere binbir çeşit kimyasal ilaç ve hormon basıp sonra "Neden bu toprak verimsiz?" diye şikâyet ederken neredeydiniz?

Şimdi pencereden bakıp beyaz örtüyü bekliyorsunuz. Doğanın size sunduğu hediyeyi özlediniz belki, ama doğayı kendinden koparırken sesiniz çıkmadı. 

Karın beyazını istiyorsunuz, ama ellerinizde hâlâ betonun, asfaltın, kimyasalların kiri var.

Kar bekliyorsunuz, ama onu hak etmek için ne yaptınız?