FEMONASYONALİZM:
FEMİNİST İDEOLOJİNİN MİLLİYETÇİ VE GÖÇMEN KARŞITI POLİTİKALARLA BULUŞMASI
NEVİN BİLGİN
Feminist hareketler tarihsel olarak kadın haklarını savunan, toplumsal cinsiyet eşitliğini hedefleyen bir ideoloji olarak ortaya çıkmıştır. Ancak günümüzde feminizm, küresel siyaset içinde farklı eğilimlerle yeniden şekillenmekte, hatta bazen bir biçimde milliyetçi ve göçmen karşıtı politikalarla iç içe geçmektedir. Sosyolog Sara Farris'in ortaya koyduğu "femonasyonalizm" kavramıyla açıklanmaktadır. (2017'de İn the Name og Women's Rights adlı kitabında yeralmaktadır)
vikipedi: Sara Farris
Femonasyonalizm, özellikle Avrupa'da kadın hakları savunucuyuğu ve feminist söylemin milliyetçi bir hale dönüştüğünü, göçmen ve İslam karşıtı politikalarla nasıl birleştiğini ortaya koymaktadır. Yani femonasyonalizm, artan göç dalgası, İslamofobi, feministlerin neoliberallerin ve sağ milliyetçilerin ortak bir noktada buluştuduğu ideolojiyi anlatmaktadır.
Feminizmin Doğuşu ve Gelişimi
Feminizm, Sanayi toplumlarında ucuz iş gücüne ihtiyacın ortaya çıkması ve kadının iş gücü olarak sisteme dahil olmasıyla birlikte Batı dünyasında 18. ve 19. yüzyıllarda kadınların hukuki ve toplumsal haklarını savunan bir hareket olarak doğmuştur.
İlk dalga feminizm, kadınların oy hakkı, eğitim ve mülkiyet hakları gibi temel yurttaşlık haklarını kazanma mücadelesine odaklanmıştır.
20. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan ikinci dalga feminizm, yalnızca hukuki eşitlik talepleriyle sınırlı kalmamış, patriyarkal sistemin (erkek egemen sistem) eleştirisini ve toplumsal cinsiyet rollerinin sorgulanmasını da içermiştir. Bu dönemde Fransız feminist yazar Simone de Beauvoir’ın "İkinci Cins" adlı eseri ( bu kitap modern feminizmin temel taşlarından biri olarak kabul edilir ve kadınların tarih boyunca maruz kaldıkları baskıları bilimsel olarak incelemektedir) ve Amerikalı feminist yazar Betty Friedan’ın "Kadınlık Mistiği" (kitap modern feminist hareketin ikinci dalgasını başlatan eserlerden birisi olarak kabul edilmektedir ve kadınların ev içi rollerine sıkışmışlıklarını eleştirir) gibi eserler, feminizmin teorik zeminini güçlendirmiştir.
https://www.tuicakademi.org/ideoloji-ii-ataerkil-duzende-var-olma-savasi-feminizm/#google_vignetteÜçüncü dalga feminizm, 1990’lardan itibaren postmodern düşüncenin (modernizmin kesinliklerini, evrenselliklerini, büyük anlatılarını sorgulayan felsefi hareket ve düşünce tarzı) etkisiyle çok daha kapsayıcı ve çeşitli kimlikleri içine alan bir yapıya bürünmüştür.
Irk, sınıf, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim gibi kavramlar feminizm içindeki tartışmaların merkezine yerleşmiştir. Ancak bu süreçte feminizm, neoliberalizmin ve küreselleşmenin etkisiyle yeni ideolojik yönelimlerle karşı karşıya kalmıştır.
Günümüzde Feminizmin Yeni Yönelimleri ve Femonasyonalizm
Günümüzde feminizmin bazı kolları, Batı'da göçmen karşıtı ve İslam karşıtı politikalarla birleşerek milliyetçi bir çerçeveye oturtulmaktadır.
Sosyolog Sara Farris’in femonasyonalizm olarak tanımladığı bu olgu, özellikle Avrupa’da sağ popülist hareketlerin kadın haklarını bir "medeniyet göstergesi" olarak kullanmasına dayanmaktadır.
Farris, göç, toplumsal cinsiyet, bakım ekonomisi ve sosyal yeniden üretim konularında uzmanlaşmıştır. Özellikle femonasyonalizm terimini literatüre kazandırmasıyla tanınmaktadır. Bu terim feminist temaların milliyetçi partiler tarafından göçmen karşıtı kampanyalarda kullanılmasını ifade etmektedir.
Göçmen kadınlar, özellikle Müslüman kadınlar, baskı altında ve ezilmiş bireyler olarak sunulurken, Batı'nın seküler ve feminist değerleri özgürleştirici bir misyonla öne çıkarılmaktadır.
Femonasyonalizm, kadın hakları söylemini milliyetçi ve göçmen karşıtı politikalar için kullanarak, feminist hareketin özünden sapmasına yol açmaktadır.
Batı’da sağcı politikacılar ve hatta bazı liberal feministler, kadın haklarını söylem üretmek için araçsallaştırmaktadır. Bu süreçte özellikle başörtüsü yasağı ve göç politikaları gibi meseleler öne çıkmaktadır. Örneğin, Fransa’da kamusal alanlarda başörtüsü yasaklarının "kadın özgürlüğü" adına savunulması, femonasyonalizmin somut bir örneğidir.
Göçmen Kadınlar ve Ucuz İş Gücü
Sara Farris’in analizine göre femonasyonalizm, yalnızca sağ popülist hareketler tarafından değil, aynı zamanda neoliberal düzen tarafından da desteklenmektedir. Batı Avrupa ülkelerinde göçmen kadınlar, feminist söylemlerle ekonomik sisteme entegre edilmeye çalışılmakta, ancak bu süreç sıklıkla ucuz iş gücü olarak kullanılmalarını beraberinde getirmektedir. Böylece, feminizmin tarihsel olarak karşı durduğu eşitsizlikler, yeni bir biçimde yeniden üretilmektedir.
Kaynakça:
https://dergipark.org.tr/tr/pub/akademik-hassasiyetler/issue/27268/287075?form=MG0AV3
https://sophosakademi.org/2021/02/11/son-10-yilda-feminizm-u%CC%88zerine-yazilmis%CC%A7-en-iyi-9-turkce-makale/?form=MG0AV3
Farris, Sara. In the Name of Women's Rights: The Rise of Femonationalism. Duke University Press, 2017.
https://archive.org/details/the-second-sex?form=MG0AV3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder