10 Mart 2025 Pazartesi

MİMAR ECE GÜREL'İN ÖLÜMÜNÜN ARDINDAN YENİ TARTIŞMA

SPİRİTÜALİZMİN YÜKSELİŞİ

BEDEN DIŞI DENEYİMLER, BİLİMSEL VE PSİKOLOJİK YÖNÜ

ASTRO SEYAHAT, ENERJİ ŞİFACILIĞI, MEDİTASYON, UYKU FELCİ....




NEVİN BİLGİN 

Son yıllarda spiritüalizmin (spiritüalizm, Latince "ruh" anlamına gelen "spiritus" kelimesinden türetilmiş olup, ruhun varlığına ve onun maddeden bağımsızlığına inanan felsefi bir akımdır. Bu akım, ruh göçü (reenkarnasyon), cennet, cehennem ve Tanrı gibi metafizik kavramları detaylı bir şekilde inceler.) yükselişe geçerek yaygınlaştığını görülmekte. Mimar Ece Gürel'in de ormanda yaşamını yitirmesinin ardından gündeme getirilen iddialardan bazıları da meditasyon ve astro seyahat uygulamaları oldu. 

Bilimsel yönü tartışmalı olsa da son yıllarda spiritüalizm, özellikle modern toplumlarda giderek yaygınlaşmaktadır. Bireyselleşmenin arttığı, geleneksel dini inançların sorgulandığı ve bilimsel materyalizmin her şeyi açıklayamadığı bir dünyada, insanlar alternatif anlam arayışlarına yönelmektedir. 

Modern dünyada insanlar sık sık anlam arayışına giriyor. İş, sosyal medya ve teknolojiyle dolu yaşam tarzı, bireylerde bir tür varoluşsal boşluk yaratıyor. Spiritüalizm, bireylere bu boşluğu doldurma ve içsel tatmin sağlama imkanı sunuyor. 



Günümüzde bireyler, geleneksel dinlerin sorumluluklarını üstlenmeden, inançlarını yeni bir türde yaşama eğilimindedirler. Bu da spiritüalizmin yükselen bir trend haline gelmesine katkıda bulunmaktadır. 

Kapitalist sistemin dayattığı tüketim odaklı yaşam biçimi, insanları manevi bir boşluğa itmektedir. Kimi bireyler bu boşluğu meditasyon, enerji çalışmaları ve beden dışı deneyimlerle doldurmaya çalışmaktadır. 

Son yıllarda New Age inançları içerisinde kabul edilen, modern şifacılık yönelimlerinden enerji şifacılığı yaygınlaşmakta ve bu şifacılık uygulamaları maddi dünyadan uzaklaşarak manevi dünyaya yönelimi artırmaktadır. 

Sekülerleşme ile birlikte spiritüel arayışlara yönelimi artırmıştır. 

Beden Dışı Deneyimler: Bilim, Psikoloji ve Kültürel Perspektifler

Bu inanışa göre İnsan zihni, kimi zaman gerçeklikle bağını koparıp bilinç sınırlarını aşan deneyimlere sürüklenir. Beden dışı deneyimler (BDD), bireyin kendisini fiziksel bedeninin dışındaymış gibi hissettiği, zaman ve mekân algısının değiştiği olaylardır. Peki, bu deneyimler gerçekten ruhun bedenden ayrılışı mı, yoksa beynimizin algısal bir oyunu mu? Astral seyahatten yakın ölüm deneyimlerine, lucid rüyalardan mistik ritüellere kadar geniş bir yelpazede karşımıza çıkan bu fenomen, bilim, psikoloji ve kültürel inançlar ışığında nasıl değerlendirilebilir?

Beden dışı deneyimler,  bireyin fiziksel varlığını geride bırakarak farklı bir farkındalık düzlemine geçtiğini hissettiği bir algı durumudur. Bazıları için ruhsal bir yolculuk, kimileri içinse bir sanrı… Uyku felci, derin meditasyon, travmatik olaylar veya bilinç değiştirici maddeler bu tür deneyimlere zemin hazırlayabilir. Ancak burada kritik soru şudur: Zihin mi bedenden ayrılır, yoksa bedenin içinde sıkışıp kalmış bir zihinsel yanılsama mı yaşanır?

Bilimsel Perspektif

Modern bilim, beden dışı deneyimleri doğaüstü bir olgu olarak değil, beynin algısal mekanizmalarındaki değişimlerin bir sonucu olarak ele almaktadır.

Temporal Lob Aktivitesi: (Temporal lob, beynin her iki yarım küresinde de yer alan bir bölgedir ve kafatasının şakak kısmına denk gelir. İşitme, dil, hafıza ve duyusal bilgilerin işlenmesinde önemli bir rol oynar. Ayrıca duygu düzenlemesi ve yüz tanıma gibi karmaşık süreçlerde de etkilidir.) Beynin bu bölgesi, bilinç, hafıza ve duyusal algıyı yönetir. Epilepsi nöbetleri veya aşırı duyusal yüklenme durumlarında, bireyler kendilerini bedenlerinden ayrılmış gibi hissedebilirler. Bu, BDD'nin aslında beynin anormal elektriksel aktivitelerinden kaynaklanabileceğini düşündürmektedir.

Uyku Felci ve REM Uykusu: REM uykusu (hızlı göz hareketleri uykusu, rüyaların büyük kısım bu aşamada gerçekleşitir) sırasında beden hareketsiz kalırken zihin aktif olmaya devam eder. Bu sırada halüsinasyonlar, sesler ve bedenin dışına çıkma hissi gibi deneyimler yaşanabilir. 



Peki, bu durumda ruh gerçekten mi ayrılıyor, yoksa beyin bilinç ile rüya arasında sıkışıp bir illüzyon mu yaratıyor?

Sanal Gerçeklik Deneyleri: İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü'nde yapılan deneylerde, görsel ve dokunsal algılar manipüle edilerek kişilere yapay beden dışı deneyimler yaşatılmıştır. Eğer teknolojiyle bir yanılsama yaratılabiliyorsa, bireylerin doğal yollarla yaşadığı beden dışı deneyimler yaşayabilir mi,  zihinsel bir kurgu olması olası mıdır?

Psikolojik Temeller

Beden dışı deneyimler,  sadece biyolojik değil, psikolojik süreçlerle de açıklanmaya çalışılmaktadır.

Disosiyasyon: Ağır stres, travma veya yoğun anksiyete anlarında bireyin kendisini bedeninden kopmuş hissetmesi, bir savunma mekanizması olabilir. Beden dışı deneyim, zihnin acı verici gerçeklerden kaçışı mı?

Algısal Yanılsamalar: Beynimiz, duyusal bilgileri işlerken bazen hata yapar. Görsel, vestibüler ve dokunsal bilgilerin çelişmesi, kişinin kendisini bedeninin dışında algılamasına neden olabilir.

Bilişsel Haritalama Hataları: Vücudumuzun uzaysal algısını yöneten beyin bölgelerindeki aksaklıklar, bireyin vücut sınırlarını yanlış algılamasına neden olabilir. Bu durumda, beden dışı deneyimler bir algı hatası mı, yoksa farklı bir gerçeklik mi?

Kültürel ve Spiritüel Yönler

Beden  dışı deneyimler,  birçok kültürde metafizik bir boyut kazanmıştır.

Şamanik Ritüeller: Şamanlar, transa geçerek ruhlarının farklı âlemlere yolculuk ettiğine inanır. Binlerce yıldır süregelen bu inanç, mistik öğretilerin ve ruhsal keşiflerin temel taşlarından biridir. Ancak, bu deneyimler gerçekten başka bir boyuta geçiş mi, yoksa bilinçaltının derinliklerinde yapılan bir yolculuk mu?

Yakın Ölüm Deneyimleri: Ölümün eşiğinden dönen birçok insan, tünelden geçme, parlak bir ışık görme veya ölmüş akrabalarıyla karşılaşma gibi benzer anlatılar paylaşmaktadır. Peki, bu vizyonlar ruhun bedeni terk ettiğine mi işaret eder, yoksa oksijen yoksunluğu yaşayan bir beynin son çırpınışlarına mı?

Astral Seyahat: Metafizik literatürde, beden dışı deneyimler, ruhun bedenden ayrılarak başka yerlere gitmesi olarak tanımlanır. Ancak, şu ana kadar astral seyahatin bilimsel olarak kanıtlanmış bir örneği bulunmamaktadır. Eğer gerçekten mümkünse, neden bugüne kadar bir kişi bile laboratuvar koşullarında bunu kanıtlayamamıştır?

ELEŞTİRİLMEKTEDİR

Beden dışı deneyimler,  bireyler için kişisel ve derin anlamlar taşıyan bir olgu olabilir. Ancak bilim dünyasında, bu tür deneyimlerin nörolojik, psikolojik ve algısal süreçlerin bir ürünü olduğu yönünde güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Peki, gerçek nedir? Zihin, fiziksel bedenin sınırlarını aşabilir mi, yoksa her şey beynin karmaşık oyunlarından mı ibaret? Bilimin henüz tam olarak açıklayamadığı bu fenomen, insanlık için hâlâ bir gizem olarak varlığını sürdürmektedir.

Beden dışı deneyimler, insan zihninin keşfedilmemiş derinliklerine açılan bir pencere gibidir. Kimi için mistik bir yolculuk, kimileri içinse beyin kimyasının bir oyunu… Ancak her ne olursa olsun, bu tür deneyimlere yaklaşırken sorgulayıcı bir bakış açısını korumak, hem bilimsel hem de felsefi açıdan daha sağlam bir anlayış geliştirmemizi sağlayacaktır.


Kaynakça

https://www.livescience.com/27978-astral-projection.html


https://astralhq.com/astral-projection-research/


https://en.wikipedia.org/wiki/Sleep_paralysis


https://en.wikipedia.org/wiki/Astral_projection


https://www.hurriyet.com.tr/egitim/spiritualizm-nedir-tinselcilik-ne-demek-felsefede-spiritualizm-oteki-alemcilik-akimi-ozellikleri-kurucusu-ve-temsilcileri-41660537?utm_source=chatgpt.com


https://pelindilaracolak.medium.com/yeni-nesil-dindarl%C4%B1k-spirit%C3%BCalizm-neden-bu-denli-y%C3%BCkselen-bir-trend-haline-geldi-756279fcf387


https://www.academia.edu/127955545/Spiritu_alizmin_Yu_kselis_i_ve_%C4%B0nsan_Sa%C4%9Fl%C4%B1%C4%9F%C4%B1?utm_source=chatgpt.com






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder