12 Mart 2025 Çarşamba

                   NAZIM'IN KADINLARI

                                             fotoğraf: Şarapdumanları.-Nazım Hikmet Kırım'da

Şair Nazım Hikmet, yalnızca siyasi mücadelesi ve edebi dehasıyla değil, aynı zamanda hayatına giren kadınlarla da anılan bir şairdir. Onun aşkları, sadece bireysel romantik ilişkiler değil, aynı zamanda idealleriyle, sürgünleriyle ve şiirlerine yansıyan derin duygularıyla şekillenmiştir. Kadınları hem onun en büyük ilham kaynağı hem de hayatındaki en büyük çatışmaların sebebi olmuştur.

Nazım Hikmet’in hayatında iz bırakan kadınlar:

Gençlik Aşkı Nüzhet Hanım: İlk Gençlik Heyecanı Nazım Hikmet'in ilk eşi Nüzhet Hanım, şairin gençliğinde duyduğu saf ve coşkulu aşkın bir simgesidir. Moskova’da tanıştıkları bu gençlik aşkı, kısa bir evlilikle sonuçlanmıştır. Ancak bu dönem, Nazım'ın şiirlerinde masumiyetin ve ilk heyecanın güçlü bir şekilde hissedildiği dönemlerden biridir.


                     fotoğraf:listelist (Celile Hanım) 

Annesi Celile Hanım: Sanat ve Aşkın Kesişimi Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım, şairin hayatında sadece bir anne değil, aynı zamanda bir sanat ve zarafet figürüdür. Ayrıca Celile Hanım’ın Yahya Kemal ile yaşadığı aşk, Nazım’ın üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Bu durum, onun hem duygusal hem de sanatsal hassasiyetlerini geliştirmiştir.


                      Fotoğraf:Listelist (Piraye) 

Piraye Hanım: Özlem ve Sabır Nazım Hikmet'in hayatındaki en uzun soluklu ve en dokunaklı aşklardan biri Piraye Hanım ile yaşadığı aşktır. Bu dönemde Nazım, ona yazdığı birçok şiir ve mektupla duygularını ifade etmiştir. Piraye, onun için hem bir ilham kaynağı hem de sabrın bir sembolü olmuştur. Hapishanede yazdığı pek çok mektup, bu özlemin ve sevginin birer hatırasıdır.


Münevver Andaç: Aşk ve Çatışma Piraye Hanım ile evliyken tanıştığı Münevver Andaç, Nazım’ın hayatında yeni bir dönemi başlatmıştır. Onunla olan ilişkisinde, aşkın tutkulu ama karmaşık taraflarını keşfetmiştir. Bu karmaşa, Nazım'ın iç dünyasında ve şiirlerinde yeni bir boyut kazandırmıştır.


                                                                    fotoğraf: hayalkahvem/Vera

Münevver Andaç, İstanbul’da Fransız Kız Ortaokulu’nda eğitim almış aydın bir kadındı. Nazım Hikmet, 1950’de hapisten çıktıktan sonra ona olan sevgisi nedeniyle Piraye’den ayrıldı. Ancak bu ilişki de büyük zorluklarla karşılaştı. 1951’de Türkiye’de baskılar artınca Nazım, önce Romanya’ya sonra Moskova’ya gitmek zorunda kaldı. Geride, Münevver ve henüz birkaç aylık oğlu Mehmet’i bıraktı.

           Fotoğraf: Listelist ( Cahit Uçuk Semiha Berksoy) 

Nazım, Münevver’e olan sevgisini özellikle “Saman Sarısı” şiirinde dile getirdi:

"Saman sarısı saçlarını Koklamak var ya, Koklamak…İçim yanıyor, Münevver."

Ancak Münevver, onun Moskova’dan geri dönmeyeceğini anlayınca bu ilişkiye son verdi. Oğlunu tek başına büyüttü ve Türkiye’de mütevazı bir hayat sürdü. Nazım Hikmet’le bir daha hiç görüşmedi. 2000 yılında vefat etti. Münevver, Nazım’ın hayatındaki en büyük tutkularından biri olduğu kadar en derin kırgınlıklarından da biri oldu.

Samiye Hanım: Aile İçinde Bir Yakınlık Nazım Hikmet’in kız kardeşi Samiye Hanım, onun hayatında önemli bir figürdü. Samiye, Piraye Hanım’ın yakın arkadaşıydı ve Nazım’la güçlü bir kardeşlik bağı vardı. Nazım, Samiye’ye duyduğu derin sevgiyi ve ona olan bağlılığını bazı gençlik şiirlerinde dile getirmiştir.

fotoğraf. Hayalkahvem Nüzhet

Galina Kolesnikova: Sürgünde Bir Destek Nazım Hikmet’in Moskova sürgün yıllarında hayatına giren Galina, onun duygusal boşluğunu dolduran ve yalnızlığını paylaşan bir figürdü. Galina, Nazım’ın sürgündeki zor yıllarında ona manevi destek olmuş, ancak bu ilişki Nazım’ın şiirlerinde çok güçlü bir yer edinmemiştir.

Vera Tulyakova: Son Sığınak Nazım Hikmet'in hayatındaki son büyük aşk Vera Tulyakova’dır. Nazım, sürgünde tanıştığı Vera’ya derin bir sevgiyle bağlanmış ve ona adadığı şiirlerle bu sevgiyi ölümsüzleştirmiştir. Vera, Nazım’ın son dönemlerinde huzur bulduğu bir liman olmuştur.


"Ölsene dedi bana…" Vera’yla olan bu derin bağın bir tezahürü olabilir; burada aşk, hem huzur hem de teslimiyet içerir.

Nazım Hikmet’in dizelerinde aşk, her zaman bireysel bir duygudan ibaret değildir. Onun için aşk, aynı zamanda insanlık ideallerini ve özgürlüğü de simgeleyen bir metafordur. Kadınlara duyduğu sevgi, onun edebi yolculuğunun temel taşlarından biridir.

Kaynakça: 

https://sarapdumanlari.wordpress.com/2014/03/05/nazim-hikmetin-kirim-ziyareti/

https://kiriminsesigazetesi.com/nazim-hikmetin-kirima-ziyareti/

https://dusunbil.com/nazim-hikmetin-yasaminda-iz-birakan-kadinlar/

https://nazimhikmetmerkezi.com/bibliyografya/hakkinda-yazilmis-eserler/nazim-hikmet-ve-asklari-2/

https://listelist.com/nazimin-kadinlari/

https://www.themagger.com/nazim-hikmet-asklari-piraye-vera/

https://sanatkop.com/index.php/nazim-hikmet-siirinde-kadin-imgesi/

https://www.nazimhikmet.org.tr/nazim-hikmet-ve-kadinlar/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder