27 Mayıs 2025 Salı

 MİLYON DOLARLIK DUVARLARIN ARDINDA: CİLVELEŞMELER, HORULTULAR, KAVGALAR, MATKAP SESLERİ



NEVİN BİLGİN 

Kutu gibi binalar. Üst üste yığılmış daireler, yan yana dizilmiş rezidanslar, site içi evler... Aynı duvarlara yaslanmış ama birbirine yabancı hayatlar. Bu evlere girdiğinde kendisini özgür sanan ve panoptikonda yaşam süren hayatlar...

Komşuluk dediğin hâlâ var ama artık başka bir biçimde: Hem kültürel olarak uzak, hem eğitim olarak, hem de insanî olarak... Herkes birbiriyle iç içe ama kimse kimseye dokunamıyor.

Geceleri yatağa girdiğinizde, yan dairede ne olduğunu istemeseniz de duyarsınız. Birinin horlaması, ötekinin cilveleşmesi, bir başkasının kavgası... Gürültü paylaşımsızdır, izinsizdir, kendiliğinden bulaşır. Üst kattan çocukların koşuşturması mı dersiniz, alt kattaki televizyonun sesi mi... Tüm hayatlar, ince duvarların ardından size sızar.

Biri sigara içer, dumanı sizin salonunuzdadır. Biri oje sürer, kokusu sizin mutfağınızdadır.

 Aspiratörle çekilen her koku, sizin burnunuzdadır artık. Ne pişirilirse pişirilsin, siz de o yemeğin misafirisinizdir. 

Matkap sesi gün boyu sürer; çünkü birileri emeklidir ve belki de tek hobisi duvar delmektir. Öyle ya, zaman çok, sabır bol, duvar kalın ama ses geçiren cinsten.

Komşular vardır, ama paylaşamazlar. Bahçedeki asmanın yaprağı bile mesele olur. Küçük bir kırgınlıkta ağaçlar kesilir, çiçekler sökülür. Apartman yönetimi ise başlı başına bir dramadır. Kimin ne yaptığı belli olmayan toplantılar, herkesin istemediği halde para vermek zorunda kaldığı işler... Çatılar yapılır, mantolamalar yenilenir, çardaklar kurulur, otopark boyanır, peyzaj yapılır... Hepsi için bir bedel ödenir ama kimse neye niçin katlandığını tam olarak bilmez.

Asansörde karşılaşmak istemez artık insanlar. Mecbur kalırlarsa da yalnızca çıkarı olanlar "günaydın" der birbirine. Çünkü herkes herkesi aslında fazlasıyla tanır: Yan dairenin gürültüsünü, tartışmalarını, alışkanlıklarını... Kim kiminle ne yapıyor, kim ne düşünüyor; hepsi gözlemlenir, konuşulur, izlenir. Modern bir panoptikon kurulur her apartmanda; herkesin birbirine baktığı, kimsenin gerçekten görmediği bir düzen...

Ve tüm bu yaşantılar, bu kutucuklar... Milyonlara satılır. Alınır, satılır, kiralanır... Ama içindekiler hiç değişmez. Aynı yabancılık, aynı sesler, aynı kokular, aynı tahammülsüzlük.

Kutular değişir, ama insan hâlâ aynı darlığın içinde sıkışıp kalır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder