DİJİTAL SÖMÜRGECİLİK, PLATFORM KAPİTALİZMİ VE SAVUNMASIZ İNSAN
VERİ SÖMÜRGECİLİĞİ NEREYE GİDİYOR?
PEKİ NE YAPMALI?
Dijital çağda sömürgecilik, toprak değil veri üzerine kuruludur.
Mücadelenin de şekli değişmiştir: Veri egemenliği, algoritmik adalet ve dijital demokrasi çağın yeni mücadele alanlarıdır
Fotoğraf: Textumdergi
Nevin BİLGİN
Günümüz dijital ekonomisi, sadece teknolojiye dayalı bir üretim modeli değil, aynı zamanda küresel ölçekte bir güç ilişkileri ağıdır. Bu ağın merkezinde ise dijital platformlar yer almakta.
Nick Srnicek’in Platform Capitalism (2017) adlı çalışması, bu dönüşümün hem ekonomik hem de politik yönlerini açıklıyor. Srnicek, dijital platformların yeni bir kapitalist model sunduğunu iddia ederken, aynı zamanda bu modelin sömürü biçimlerini yeniden ürettiğini ileri sürmektedir.
Srnicek, dijital platformları beş kategoriye ayırıyor: reklam platformları (Google, Facebook), bulut platformları (Amazon Web Services), endüstriyel platformlar (GE, Siemens), ürün platformları (Apple), ve yalın platformlar (Uber, Airbnb). Bu platformlar, veriyi sermayeye dönüştürerek klasik üretim biçimlerinden ayrılıyor. Ancak bu, sadece ekonomik bir yeniden yapılanma değil, aynı zamanda bir veri sömürgeciliği sistemi.
Bu yapılar, küresel çapta veri toplayarak merkezileşir ve yerel ekonomileri veri üreticisine indirger. Örneğin, gelişmekte olan ülkeler dijital platformları kullanırken sürekli veri üretir, fakat bu veriler gelişmiş ülkelerdeki şirketler tarafından işlenir, satılır ve yeniden değerlendirilir. Bu durum, klasik kolonyal düzenin dijital bir yansımasıdır.
DİJİTAL SÖMÜRGECİLİK NEDİR?
Dijital sömürgecilik, bilgi, veri ve algoritmaların küresel ölçekte bir avuç teknoloji şirketi tarafından kontrol edilmesi anlamına gelir. Afrika, Asya ve Latin Amerika gibi bölgelerdeki kullanıcılar, büyük ölçüde ABD merkezli şirketlerin altyapılarına bağımlıdır. İnternet erişimi, veri merkezi hizmetleri, arama motorları ve sosyal medya tekelleşmiştir.
Bu düzende, ekonomik artı-değerin büyük kısmı Kuzey’de birikirken, Güney ise veri sağlayıcı ve dijital tüketici konumunda kalır. Bu yeni sömürü biçimi, neoliberal politikaların dijital bir güncellemesidir.
NE YAPMALI?
Srnicek’e göre, bu platform düzenine karşı üç temel strateji öne çıkmaktadır:
a) Kamusal Alternatifler Geliştirmek
Devletlerin, veri temelli kamu platformları oluşturması gerekir. Örneğin ulaşım, barınma, eğitim gibi alanlarda Uber ya da Airbnb’ye alternatif kamu platformları geliştirilebilir. Bu, platform sosyalizmi olarak adlandırılabilir.
b) Platform Kooperatifçiliği
Çalışanların sahip olduğu platformlar sayesinde kar değil, ortak yarar hedeflenir. Bu model, hem sömürü ilişkisini ortadan kaldırabilir hem de demokratik bir üretim biçimi oluşturabilir.
c) Uluslararası Veri Adaleti Politikaları
Veri akışlarının düzenlenmesi ve gelişmekte olan ülkelerin veri üzerinde hak iddia etmesi için yeni hukuki çerçeveler gereklidir. Bu çerçevede, “veri egemenliği” ulusal bir güvenlik meselesi haline gelir.
Srnicek’in önerileri değerli olmakla birlikte, uygulamada ciddi engellerle karşı karşıyadır. Devletlerin yeterli teknolojik altyapıya ve bilgi birikimine sahip olmaması, kamu platformlarının geçiş sürecini zorlaştırabilir. Öte yandan, büyük teknoloji firmalarının lobi faaliyetleri ve dijital altyapıya sahip olmaları nedeniyle politik dönüşüm oldukça sancılı olacaktır.
Bu noktada, sadece ekonomik değil kültürel ve toplumsal farkındalık da gereklidir. Dijital okuryazarlığın artırılması, kullanıcıların veri bilinci kazanması ve dijital haklar konusunda örgütlenme şarttır.
https://textumdergi.net/platform-kapitalizmi/
https://www.oerproject.com/OER-Materials/OER-Media/PDFs/1200/Unit6/Opium-Wars-and-Economic-Imperialism
https://amt-lab.org/blog/2024/11/digital-colonialism-in-the-global-sphere
https://birikimdergisi.com/guncel/11570/platformlar-ve-platform-sosyalizmi-topluma-dair-neler-soyluyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder