Terör örgütü PKK'nın Fesih Bildirgesinde 1921 Anayasası Vurgusunun Tarihsel Arka Planı
1921 ANAYASASININ 10-21.MADDELERİ VE YEREL YÖNETİMLER DÜZENLEMESİ NEYDİ?
NEVİN BİLGİN
Terör örgütü PKK'nın 12 Mayıs 2025’te açıkladığı fesih bildirgesinde, örgütün kuruluş gerekçeleri tarihsel bir çerçevede sunulmuş, özellikle Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’na atıfta bulunulmuştur. Bildiride bu belgeler, Kürt halkına yönelik bir "inkâr ve imha" siyasetinin başlangıç noktaları olarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda özellikle 1924 Anayasası'nın, 1921 Anayasası’nda yer alan yerel özerklik ilkelerini ortadan kaldırdığı vurgulanmıştır. Terör örgütü PKK, bu kırılmayı, Kürt sorununun temelinde yer alan yapısal bir değişim olarak sunmuştur.
Peki, 1921 Anayasası’ndaki durum nasıldı?
1921 Anayasası, Türkiye'nin savaş koşullarında kabul ettiği en kısa ve en demokratik anayasal metinlerden biri olarak öne çıkar. Bu anayasanın 10 ila 21. maddeleri, doğrudan yerel yönetimler ile ilgilidir. Bu hükümlere göre:
·Vilayetler, tüzel kişiliğe sahip birimler olarak tanımlanır.
·Buna karşın kazalar, tüzel kişiliği olmayan, yalnızca merkezi yönetime bağlı idari ve inzibati birimlerdir.
·Vilayet ve nahiye yönetimi, halk tarafından seçilen şuralar ve onların içinden çıkan idare heyetleri tarafından yürütülür.
·Vilayette, Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nce atanan vali, devletin temsilcisi olarak yer alır; kazada ise onun adına görev yapan kaymakam bulunur.
·Vali, devletin genel ve ortak görevlerini yürütmekle birlikte, yerel yetki alanları arasında bir uyuşmazlık olduğunda müdahalede bulunabilir.
En dikkat çekici düzenlemelerden biri, 11. maddede yer alır. Bu maddeye göre; iç ve dış siyaset, şer’î ve adlî işler, askerî konular ve uluslararası iktisadî ilişkiler dışında kalan eğitim, sağlık, tarım, bayındırlık, ekonomi, sosyal yardım gibi alanların yönetimi vilayet şuralarının yetkisine bırakılmıştır. Bu hüküm, yerel halkın kendi işlerinde karar sahibi olması bakımından demokratik özerkliğe oldukça yakın bir yapı ortaya koyar.
Ancak bu özerkliğin sınırlandığı noktalar da vardır. Özellikle 22 ve 23. maddelerde yer alan "genel müfettişlik" kurumu, merkezi yönetimin vilayetler üzerindeki gözetimini tesis eder. Bu müfettişler, hem devletin genel görevlerini hem de yerel idarelerin işlemlerini sürekli denetlemekle görevlidir. Belirli alanlarda yetki devrini içeren bir yerinden yönetim modelidir
Kaynakça:
Parla, Taha. Türkiye'de Anayasalar
Soysal, Mümtaz. Anayasa'ya Giriş
Batum, Süheyl. Anayasa Hukuku
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder