PARMAKLA PARMAKLA...
HİJYEN NEYMİŞ
Afilli bir adı vardır çoğunun, taş fırın yazar, bilmem ne markası yazar tabelalarında. Bilmem ne fiyata ekmek satarlar. Üzümlü, cevizli, cartlu, curtlu..
Ünlü market zincirlerinin fırınları vardır. İsimleri İtalyanca'dan çalınmış.
Ve fırıncı ustaları, fırın çalışanları vardır. Nasıl çalışır hiç gördünüz mü?
Ah, fırıncı ustalarımız. Zordur işleri, hele bu sıcaklarda. Atletle çalışırlar, ter akıtırlar. Hatta atleti bile atarlar yeri gelir.
Eldiven mi, o da ne ki? O sadece bir süs, 10 yılda bir denetim olursa görsünler diye vitrin süsü.
Bir hafta kullan, her yere dokun plastik bir sanat eseri olarak çöpe at.
Sabah ekmek almaya çıkıyorsunuz, çünkü her şeyi kendiniz yaparsanız zaman alıcı olabiliyor.
Fırıncı abinin sabah ritüelini izlemelisiniz. Önce tuvalet ziyareti, sonra direkt hamur yoğurma seansı. Aradaki adımı, yani el yıkamayı, tamamen vicdana bırakmışız!
Para üstü verirken, ekmeği ellerken aynı eldiveni kullananlar ya da eldiven neymiş diyenler.
"Ne kadar çok temas, o kadar lezzet"der bir hanım teyze gevrek gülüşüyle.
"Eldiveni yok ekmeği verenin" deseniz zincir markette müdüründen, kasadakine kadar hepsi dövecek sizi neredeyse; "Sıcak ekmek eldivenle mi ellenir"
Tabii ki,, elle ellenir. Parmaklanır. Pançiklenir. Adeta bir SPA seansı.
Parmaklarla masaj yapar gibi yoğurulan hamur, özenle şekillendirildikten sonra fırına verilir. Yine eldivensiz ellerle dizilir. Elden ele vatandaşa ulaşır.
Ekmek değil mübarek , terapi görmüş gibi çıkıyor.
Market fırınlarında bir denetçi görmeyi uman varsa, sıcak bir hayale kapılmış demektir.
Zabıta? O sadece şehir efsanesi.
Ekmeğin içeriği: Un, su, maya, ustanın DNA izi ve sürpriz olarak biraz sarılık ihtimali. Afiyetle yiyiniz!
Ama durun, bu sorgulamayı yaparsanız kendinizi ekmek küreğiyle kovalanırken bulabilirsiniz! Hatta size destek olacağına fırıncıya destek veren fırına sabah kombiniyle gelmiş vatandaş, "Ne var canım, eskiden de böyleydi" diyerek küreğin ucundan tutabilir bile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder