17 Haziran 2025 Salı

ŞAPKADAN ZİHİNDEKİ DEVRİME

ŞAPKA MÜZESİ VE ATATÜRK

KASTAMONU’DA BAŞLAYAN DÖNÜŞÜM


Atatürk, 23 Ağustos 1925′te Kastamonu ve İnebolu’ya yaptığı seyahatlerde şapkayı halka göstererek kıyafet devriminin ilk işaretini verdi.

Nevin BİLGİN 

Bazı şehirler yalnızca sokakları değil, zamanın, tarihin ruhunu da günümüze taşır. Kastamonu, işte böyle bir şehir. Gösterişsiz taş yapıları, sessiz meydanları ve geçmişle bugünü aynı potada eriten havasıyla, bir devrimin doğumuna tanıklık etmiş bir hafıza kenti.



https://isteataturk.com/Kronolojik/Tarih/1925/9/1/Kastamonuda-sapka-giymenin-geregini-anlatan-Ataturk-Ankaraya-donusunde-sapka-giymis-bir-topluluk-tarafindan-karsilaniyor-01091925/16



Bugün Kastamonu’da bir müze var ki, ne saraylardan arta kalmış, ne zengin koleksiyonerlerin ihtişamlı hatıralarını taşır. O müzede, sade bir başlıktan doğan büyük bir inkılabın izleri sergilenir: Şapkalar…



Kastamonu Şapka Müzesi, üç kadının Atatürk’ü karşılarken taktığı şapkaları bağışlamasıyla kuruldu. O sade başlangıç, zamanla bir çığa dönüştü. Siyasetçiler, sanatçılar, modacılar ve yurtdışından gelen meraklılar, kendi şapkalarını bağışladılar. Bugün o müzede 1192 adet şapka sessizce bekliyor. Ama aslında onlar sadece kumaş, keçe ve kurdele değil; zihniyetlerin, dönemlerin ve düşüncelerin simgeleri...



Bu şehirde başlatıldı çünkü Atatürk, bir inkılabın yerini rastgele seçmezdi. 25 Ağustos 1925’te Kastamonu’ya gelen Gazi Mustafa Kemal, burada ilk kez başında bir şapkayla halkın karşısına çıktı. Nasrullah Meydanı’nda yaptığı konuşmada açıkça söyledi: “Serpuş inkılabını yapıyoruz.” O gün, yalnızca bir fes çıkarılmadı; bir çağ da geride bırakıldı.



Kastamonu’nun seçilmesinin ardında hem sembolik hem de stratejik nedenler vardı. Burası, Millî Mücadele yıllarında Anadolu’nun kalbinde direnişi büyüten bir şehir olmuştu. Kadınlarıyla, öğretmenleriyle, halkıyla dönüşüme hazır bir toplumsal dokuya sahipti. Atatürk, bu hazırlığı görmüş, devrim için uygun zemini burada bulmuştu. Çünkü her büyük değişim, önce zemininin sağlam olduğundan emin olmak ister.



Şapka Devrimi yalnızca bir kıyafet meselesi değildi. Batı’yla kurulan yeni bir kimliğin; modernleşmenin, laikliğin ve eşit yurttaşlık anlayışının görünür yüzüydü. Fes, geçmişin yükünü taşırken, şapka ileriye bakan bir duruşun işaretiydi. Atatürk’ün şu sözü boşuna değildir: “Bir milletin kıyafeti, onun medeniyet seviyesi hakkında fikir verir.”

Bugün Kastamonu Şapka Müzesi’nde sergilenen her bir başlık; kimi zaman bir liderin, kimi zaman bir tiyatrocunun, bazen de isimsiz bir kadının başını süslemiş olabilir. Ama her biri aynı hikâyenin parçasıdır: Değişimin.

Neden Kastamonu'yu Seçti? 

Atatürk’ün şapka inkılabını gerçekleştirmek için Kastamonu’yu seçmesinin arkasında çok yönlü nedenler vardır. Dışarıdan muhafazakâr olarak görülse de, Kastamonu gerçekte Millî Mücadele’ye en başından itibaren büyük destek vermiş, İnebolu-Ankara hattı üzerinden cephane ve yardımların cepheye taşınmasında kritik rol oynamış, iç isyanlara sahne olmamış, basınıyla ve aydın çevresiyle Cumhuriyet düşüncesine sahip çıkmış bir şehir olmuştur. Özellikle Kastamonu’daki müftülerin ve din adamlarının Cumhuriyet rejimine ve inkılaplara açık destek vermesi, Atatürk’ün bu şehirde yapacağı reformların daha geniş kitlelerce kabul görmesini kolaylaştırmıştır. Dönemin müftüsü Abdurrahman Kamil Efendi gibi isimlerin inkılaplara dini gerekçelerle karşı çıkmaması ve halkı yatıştırıcı rol üstlenmesi, Kastamonu’yu sadece sembolik değil, aynı zamanda stratejik olarak da doğru bir tercih hâline getirmiştir. Atatürk, bu bağlılık ve toplumsal hazırlığı göz önünde bulundurarak, inkılapların uygulanacağı örnek şehir olarak Kastamonu’yu seçmiştir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder