KAVGALI BİNALAR

                HIRLAŞAN BİNALAR

Eskiden binalar arasında bir nezaket vardı; her biri diğerinin güneşine engel olmadan, birbirine gölge etmeden inşa edilirdi. Şehirler, sanki uyum içinde dans eden yapılarla doluydu; evler birbirinin mahremiyetine ve yaşam alanına saygı gösterirdi. Bugün ise bu zarif dengeyi yitirdik. Yan yana sırt sırta yığılan binaları geçtik, şimdi artık gökyüzüne meydan okurcasına dikilmiş, neredeyse kavga eden binalarla çevriliyiz.

Ankara Ulus’un restorasyon adı altında yeni yapılan bina görüntülerine bakınca, o eski saygıyı özlemek kaçınılmaz oluyor. Yeni yapılan alanlarda göğe doğru yükselen, diğerlerinin güneşini kesen, mahremiyetini hiçe sayan binalar görürseniz şaşırmayın. "Daha çok bina yapalım, daha yüksek yapalım, daha zengin olalım!" diyen bir düzenin içinde, hırsın denetimsiz büyümesine tanık oluyoruz. Ancak bu hırs, binaların yalnızca yükseklikleriyle değil, birbirine saygısız duruşlarıyla da kendini belli ediyor.

Her biri "ben  daha zenginim" demek istercesine hırlaşan yapılar, çevreye saygıyı unutturmuş durumda. Güneşi, gölgeyi, mahremiyeti ve komşuluğu unutmuş betonların ortasında, insanın kendini yabancı hissetmesi işten değil. Bu binaların arasında bir zamanlar uyum içinde, gökyüzüne mütevazı bir saygıyla bakan eski evleri anımsamamak elde değil.