11 Aralık 2024 Çarşamba

 "MR.GAY SYRİA" FİLMİ PR ÇALIŞMASI MI YAŞAM HİKAYESİ Mİ?

HEM MÜLTECİ HEM LGBT

BİR MÜLTECİ GAY OLARAK ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIRSA


                                    fotoğraf: Justwatch


NEVİN BİLGİN 

Türkiye'nin yoğun göç almasının ardından sığınmacıları konu alan çoğunluğu da yabancı fonlarla geliri sağlanan film, belgesel çekilirken bu konuda pekçok çalışma yapıldı. Bu alan üzerinden sığınmacılara bakış açısını değiştirmek isteyen, yeni bir algı yaratmak isteyen mekanizmalar sinema alanını da özellikle kullanmayı tercih etti. 

               fotoğraf: Box office Türkiye

Ayşe Toprak’ın 2017 yapımı filmi "Mr. Gay Syria", mülteci krizi ve LGBTI+ bireylerin görünürlüğü gibi iki zorlu temayı bir araya getiriyor. Film, iki Suriyeli mülteci olan Hüseyin ve Mahmut’un, kimliklerini ifade etme ve hayatta kalma mücadelesine odaklanıyor. 

Film hem toplumsal bir farkındalık yaratmayı amaçlarken, bireysel yaşam kesitlerini gözler önüne seriyor. Peki, bu belgesel bir PR çalışması mı, yoksa insani hikâyeleri anlatmayı amaçlayan bir sanat eseri mi?

PR Çalışması Mı? 

"Mr. Gay Syria", bazı yönleriyle mülteci haklarını savunma ve LGBTI+ bireylerin görünürlüğünü artırma amacı güden bir farkındalık projesi gibi değerlendirilebilir.

Film, genellikle önyargılarla yaklaşılan iki hassas konuyu — mültecilik ve eşcinsellik — birleştirerek toplumun daha geniş bir kesiminde empati uyandırmayı hedefler. Hüseyin ve Mahmut’un hikâyeleri, "ötekileştirilmiş" bireylerin yaşadığı baskıların, aslında bir insanlık sorunu olduğunu ortaya koyar.

Bireysel hikaye üzerinden sığınmacılar konusuna dikkat çekmeyi amaçlıyor. Sığınmacıların ve LGBTI+ bireylerin toplumda kabul görmesi elbette algı yaratmakla sağlanıyor. Bu konuda farkındalık yaratılarak görünmez olanlar görünür hale gelince bir ölçüde de PR çalışması yapılmış oluyor. 

Yaşam Kesiti Olarak Film

"Mr. Gay Syria", bireylerin insani ve duygusal boyutlarını öne çıkararak yaşam kesitlerini sunan bir belgesel olarak da değerlendirilebilir. Film, Hüseyin’in İstanbul’da konservatif bir aileyle birlikte yaşarken kimliğini gizlemek zorunda kalmasını ve Mahmut’un Berlin’de mülteci olarak özgürlük arayışını samimi bir şekilde anlatıyor. 

Bu anlatım tarzı, bir "algı yaratma" çabasından çok, iki bireyin yaşamlarındaki çatışmaları, umutları ve hayal kırıklıklarını gözler önüne seriyor. 

Hüseyin’in bir yandan eşcinsel kimliği, diğer yandan ailesine duyduğu bağlılık arasında sıkışması, izleyiciyi toplumsal baskılar ve bireysel kimlik çatışmaları üzerine düşünmeye itiyor. 

Mahmut’un Berlin’deki yaşamı ise mültecilik statüsünün yalnızca coğrafi bir yer değiştirme olmadığını, aynı zamanda kimlik ve aidiyet mücadelesini de içerdiğini gösteriyor. Bu yönleriyle film, insani hikâyelere odaklanan bir sanat eseri olarak öne çıkıyor. 

Film iki yaklaşımı bir araya getiriyor. "Mr. Gay Syria", ne tamamen bir PR çalışması ne de yalnızca bireylerin yaşam kesitlerini yansıtan bir belgesel. 

Uluslararası güzellik yarışması, filmde bir metafor olarak karşımıza çıkar. Bu yarışma, hem karakterlerin bireysel kimliklerini ifade etme çabasını hem de "öteki" olarak görülen grupların topluma kendilerini kabul ettirme isteğini simgeliyor. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder