BOTOKS
YAPTIRAMAYANA "GIDIKLI", LAZER YAPTIRAMAYANA "BIYIKLI"
KADINLAR NE ÇEKTİ BE
KADINLARIN GÜZELLİK YÜKÜ
TOPLUMSAL KABUL, EKONOMİK FAYDA ARACI OLARAK GÜZELLİK
NEVİN BİLGİN
Son yıllarda, güzellik ve estetik algısı özellikle kadınlar arasında büyük bir çılgınlık haline gelmiş durumda. Kapitalist sistem, bu arzuyu ve bu arzuya dayalı talebi sürekli beslerken, kadınlar için güzellik, toplumsal statü kazanma, beğenilme, zenginleşme ve daha rahat bir yaşam sürme gibi pek çok fırsatın kapılarını aralamaktadır. Güzellik, adeta bir başarı kriteri, bir sosyal değer haline gelmişken, estetik cerrahiden en basit güzellik ürünlerine kadar geniş bir pazar, kadınların bu taleplerini karşılamaktadır. .
Kapitalizmin ve tüketim kültürünün etkisi, sadece estetik cerrahiyle sınırlı kalmaz. Botoks, lazer epilasyon gibi pahalı estetik uygulamalara ulaşamayanlar için daha ucuz güzellik ürünleri ve uygulamaları devreye girer. Örneğin, pazarlarda satılan "bıyıklı" ve "gıdıklı" gibi ürünler, lazer epilasyon ve botoks gibi işlemlere alternatif sunmaktadır. Bu ucuz güzellik çözümleri, kadınların daha estetik görünme arzusuna hitap etmekte ve kapitalist sistemin her bütçeye uygun ürünler sunma yeteneğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
TOPLUMSAL KABUL, EKONOMİK FAYDA ARACI OLARAK GÜZELLİK
Güzellik, kapitalist toplumda sadece bir estetik arayışı olmanın ötesine geçmektedir.Aynı zamanda toplumsal kabul ve ekonomik fayda sağlama aracı haline gelir. Bunu anlamak, tüketim toplumunda güzellik anlayışının nasıl şekillendiğini ve kadınların üzerindeki baskıların nasıl derinleştiğini görmek için oldukça önemlidir.
KAPİTALİZM VE GÜZELLİK ÇILGINLIĞI
Günümüz kapitalist toplumunda, güzellik arayışı sadece bireysel bir tercih olmanın ötesine geçmiştir. Bu arayış, sosyal medyanın etkisiyle daha da derinleşmiş ve kadınlar için sadece fiziksel bir ihtiyaç olmaktan çıkıp, toplumsal bir zorunluluk halini almıştır. Estetik cerrahiye olan talep, sosyal medyanın mükemmeliyetçi standartları ve pazarlama stratejileriyle hızla artmaktadır. Ünlülerin, influencer’ların ve sosyal medya fenomenlerinin sürekli olarak sunmuş olduğu 'güzel' yaşamlar, bireylerin bu 'standartlara' uyma çabasını pekiştirmektedir. Her yaştan ve her gelir grubundan kadın, güzelliğe dair bu baskıyı hissetmekte, bu baskının karşılığında ise yeni bir tüketim alanı açılmaktadır.
Kapitalist sistem, her bütçeye uygun güzellik ürünleri ve hizmetleri sunarak bu talebi sürekli beslemektedir. Estetik cerrahi, lüks markalar ve reklamlar, daha ucuz güzellik alternatifleri sunan pazarlardaki ürünler; hepsi birer pazarlama aracıdır ve kadınları sürekli olarak 'daha güzel' olmaya teşvik eder. Bu, estetik cerrahiden daha basit makyaj malzemelerine kadar genişleyen bir yelpazede kadınların güzellik taleplerine cevap verirken, aynı zamanda tüketim kültürünün içinde daha da derinleşmelerini sağlar. Pazarlarda bile güzellik ürünleri yerini bulur.
TOPLUMSAL BASKILAR VE GÜZELLİK ALGISI
Kadınların toplumsal rollerine biçilen 'güzellik' anlayışı, her kültürde farklılıklar gösterse de, genellikle kadınlar için belirli bir fiziksel estetik normunu oluşturur. Modernizmin etkisiyle güzellik algısı giderek daha fazla vurgulanmaktadır.
Kadınların sadece içsel değil, dışsal olarak da 'güzel' olmaları gerektiği anlayışı, zamanla bir zorunluluk haline gelmiştir. Kadınların toplumsal konumlarını belirleyen bu güzellik anlayışı, sadece fizikselliği değil, aynı zamanda kadınların sosyal ve ekonomik başarılarını da şekillendirmektedir.
Güzellik algısının dayatılmasının temelinde, bir kadının güzel olduğunda toplum tarafından daha fazla değer gördüğü inancı yatmaktadır.
Sosyal medyanın, magazin dünyasının ve popüler kültürün etkisiyle, fiziksel güzellik bir tür başarı, bir toplumsal yatırım olarak görülmektedir. Kadınlar, güzel görünmenin statü kazanmak, daha fazla beğenilmek ve sosyal çevrelerinde daha fazla fırsat elde etmek anlamına geldiğine inanmaktadır. Bu inanç, güzellik ürünlerine ve estetik cerrahisi hizmetlerine olan talebi sürekli olarak diri tutmaktadır.
ESTETİK ALGILAR
Aksiyoloji, güzellik ve çirkinlik gibi estetik değerlerin etik açıdan incelendiği bir disiplindir. Güzellik, insanın duygusal durumlarını ve toplumun değer yargılarını belirlerken, bu kavramları belirleyen unsurlar zamanla kültürle birleşmektedir.
Güzellik, genellikle bir nesnenin kusursuz ve dengeli biçimiyle tanımlanırken, çirkinlik ise bunun tersine eksik, biçimsiz ya da bozuk olarak algılanmaktadır. Toplumda bu tür değer yargıları, dışlanmış bireylerin ve grupların şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, estetik bir normdan sapmak, 'çirkin' olarak nitelendirilen bir birey, toplumsal olarak dışlanabilmekte, bu kişi üzerinde psikolojik baskılar artabilmektedir.
Kadınlar, estetik algıların ve toplumsal güzellik standartlarının etkisiyle sürekli olarak 'güzel' olmak zorunda hissetmektedirler. Bu, yalnızca dış görünüşe yönelik bir baskı değil, aynı zamanda bir kimlik ve benlik meselesi halini de almaktadır. Kadınlar, güzellikten sorumlu oldukları algısıyla toplumsal rollerine biçilen bu yükü taşırken, bireysel ve toplumsal anlamda bir kimlik çatışması yaşayabilmektedirler.
Kaynakça:
https://dergipark.org.tr/tr/pub/adyusbd/issue/67452/989739?form=MG0AV3
https://dergipark.org.tr/tr/pub/mecmua/issue/53398/649279?form=MG0AV3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder