9 Nisan 2025 Çarşamba

KAPİTALİZMİN KIRILGANLIĞI VE KÜRESEL ETKİLERİ

ABD DE YAŞANAN 1837 PANİĞİ VE BANKACILIK KRİZİ NEYDİ?

KARL MARX'IN UYARILARI GERÇEKLEŞİYOR

                                                                                          Fotoğraf: Vikipedi

Nevin BİLGİN 

Aslında kapitalizmin krizleri 1929 buhranıyla başlamıyor. Başlangıcı 1837'ye götürmek mümkün. 1837 Paniği, kapitalist sistemin kırılganlıklarını gözler önüne seren önemli gelişmelerden ve günümüze kadar da ekonomik dalgalanmalar süregelmiş, bunun siyasi sonuçları da ortaya çıkmıştır. 

ABD’de yaşanan krizler yalnızca iç faktörlerden kaynaklanmamış, küresel ticaretin ve para politikalarının etkisi altında şekillenmiştir. Büyük Buhran ve sonrasında ortaya çıkan otokratik liderler, ekonomik krizlerin toplumsal yapıyı nasıl dönüştürebileceğinin önemli bir örneği olmuştur. Kapitalist sistem, bu tür krizleri önlemek için sürekli olarak reformlara ve düzenlemelere ihtiyaç duymaktadır.

MARX'IN UYARILARI

Alman felsefeci Karl Marx, kapitalist sistemin krizlere yatkın olduğunu ve bu krizlerin kaçınılmaz olduğunu savunuyordu. Marx’a göre, kapitalizm sürekli olarak sermaye birikimi ve üretim fazlası yaratırken, bu fazlalıklar sistem içinde verimli bir şekilde yeniden dağıtılamıyordu. Bu durum, ekonomik krizlerin temel nedenlerinden biri olarak görülüyordu.

Marx, özellikle aşırı birikim ve kriz döngüsü kavramlarını vurguladı. Kapitalist sistemde, sermaye ve iş gücü yan yana bulunmasına rağmen, bunların verimli bir şekilde bir araya getirilememesi krizlere yol açıyordu. Marx’a göre, kapitalizmin doğasında bulunan bu çelişkiler, sistemin kendi kendini yok etmesine neden olabilirdi.

                             Başkan Andrew Jackson

1837 Paniği: Ekonomik Krizin Nedenleri ve Gelişimi

1837 Paniği, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük bir ekonomik durgunluğa yol açan finansal kriz olarak tarihe geçmiştir. Bu kriz, fiyatların ve ücretlerin düşmesine, işsizliğin artmasına ve genel olarak kötümser bir atmosferin yayılmasına sebep olmuştur. Krizin hem iç hem de dış nedenleri vardı. Batı eyaletlerindeki spekülatif borç verme uygulamaları, pamuk fiyatlarındaki ani düşüş, arazi spekülasyonları, uluslararası altın ve gümüş akışındaki dengesizlikler ve Büyük Britanya'daki borç verme politikalarının sıkılaştırılması bu krizin başlıca sebeplerindendi.

Bankacılık, Ticaret ve Spekülasyon

10 Mayıs 1837'de New York'taki bankalar madeni parayla ödemeyi askıya aldı. Bu, bankaların ticari senetleri tam nominal değerleri üzerinden madeni paraya çeviremeyeceği anlamına geliyordu. Krizin etkileri 1840'ların ortalarına kadar sürdü ve bankaların çökmesine, ticari kuruluşların başarısız olmasına, fiyatların düşmesine ve binlerce çalışanın işini kaybetmesine yol açtı.


Andrew Jackson'ın Politikaları ve Tartışmalar

Bazı tarihçiler, 1837 Paniği’nin Andrew Jackson’ın başkanlık dönemindeki ekonomik politikaları nedeniyle gerçekleştiğini öne sürmektedir. Özellikle 1836’da yürürlüğe giren Specie Circular yasası, federal arazilerin satın alınmasında kağıt para yerine madeni para kullanılmasını zorunlu kılmıştır. Bunun yanı sıra, ulusal borcun tamamının ödenmesiyle ortaya çıkan mali fazlalığın eyaletlere dağıtılması da ekonomik dengeleri değiştirmiştir. Ancak bazı modern araştırmalar, Jackson’ın politikalarının krizin tek sebebi olmadığını, küresel ekonomik koşulların ve spekülatif faaliyetlerin de büyük rol oynadığını göstermektedir.


Büyük Britanya’nın Para Politikalarının ABD’ye Etkisi

1837 krizi yalnızca ABD’nin iç dinamikleri ile açıklanamaz. İngiltere’de altın rezervlerinde yaşanan azalma sonucu, Bank of England faiz oranlarını artırarak sıkı para politikasına geçti. İngiltere’de yaşanan bu değişim, ABD'deki para arzını daraltarak kredi piyasalarını sıkıştırdı ve pamuk fiyatlarının hızla düşmesine neden oldu. Bu gelişmeler, Amerikan bankalarının likidite krizine girmesine yol açarak paniği tetikledi.


Bankalar ve Ticaret: Çöküş ve İşsizlik

Bankaların ödeme gücünü kaybetmesi sonucu birçok kuruluş iflas etti ve işsizlik oranları keskin bir şekilde arttı. Bazı bölgelerde işsizlik %25’e ulaşmış olabilir. 1837-1844 yılları arasında yaşanan bu süreç, ücretlerde ve fiyatlarda ciddi bir deflasyon dönemi olarak değerlendirilmektedir. Bunun sonucunda, ABD'nin ekonomik toparlanması uzun yıllar sürdü.


1930’lar, Hitler ve Mussolini’nin Yükselişi ile Bağlantılar

ABD, 1930’larda Çin ile dış ticaret açığı vermeye başlayınca, ekonomik politikalarında önemli değişikliklere gitti. Tarife engelleri ve kısıtlamalar, küresel ekonomi üzerinde büyük baskılar yarattı. Bu ekonomik sıkıntılar, Almanya’da Adolf Hitler ve İtalya’da Benito Mussolini’nin yükselişine zemin hazırladı. Ekonomik belirsizlikler, otokratik liderlerin güç kazanmasını ve toplumları kriz ortamında radikal çözümler aramaya yönlendirdi.


Kaynakça:

https://www.thecollector.com/capitalism-doomed-karl-marx-crisis/


https://www.thecollector.com/young-karl-marx-early-ideas/


https://eh.net/book_reviews/the-jacksonian-economy/


https://tr.wikipedia.org/wiki/1837_Pani%C4%9Fi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder