23 Nisan 2025 Çarşamba

 

TAŞLAR SALLANDI, SÖZLER YERİNDE KALDI: 

EVLİYA ÇELEBİ’NİN SEYAHATNAMESİNDE İSTANBUL DEPREMLERİNE DAİR GÖZLEMLER

9 ŞİDDETİNDE DEPREM VE TUSUNAMİDEN SÖZ EDİLİYOR


                                                                                                    fotoğraf. https://turkulak.com.tr/

NEVİN BİLGİN

Evliya Çelebi'nin seyahatnamesi, İstanbul depremleri için önemli kaynaklardan birisini oluşturmaktadır. 

Yapılan araştırmalarda özellikle 1509 yılında meydana gelen ve "Küçük Kıyamet" olarak bilinen büyük depremin tarihî belgelerdeki izi, modern bilimsel araştırmalarla birlikte değerlendirilmiş, Evliya Çelebi’nin betimlemeleri ile tarihsel olaylar arasında paralellik kurulmuştur.

Tarih boyunca birçok medeniyete başkentlik yapmış olan İstanbul, sadece politik ve kültürel bir merkez değil, aynı zamanda jeolojik olarak da dinamik ve tehlikeli bir coğrafyada yer almaktadır. Depremler, bu şehrin dokusuna kazınmış, mimariden siyasete, halk anlatılarından padişah fermanlarına kadar pek çok alanda kendini göstermiştir. Osmanlı coğrafyasının en özgün anlatıcılarından biri olan Evliya Çelebi, bu sarsıntıların yalnızca fiziksel etkilerini değil, aynı zamanda zihinsel ve toplumsal etkilerini de Seyahatname’sinde detaylı bir biçimde aktarmıştır.

Depremin Mimariye Yansıması

Evliya Çelebi’nin anlatılarında yer alan Fatih Sultan Mehmed ile mimarbaşı arasında geçen diyaloğa göre, caminin Ayasofya kadar yüksek olmaması bir mimari tercih değil, bir zorunluluktu. Mimarbaşı, bu kararı İstanbul’daki sık depremleri göz önünde bulundurarak aldığını belirtir:

“Padişahım İstanbul’da deprem çok olup metanet üzere dünyanın sonuna kadar dursun diye iki sütunu üçer arşın kesip Ayasofya Camii’nden biraz alçak ettim.” 


Bu diyalog, Osmanlı mimarlığında estetik kaygılarla doğal afet riski arasında nasıl bir denge kurulduğunu gözler önüne serer.


Küçük Kıyamet

Evliya Çelebi’nin bir başka bölümünde anlattığı üzere, II. Bayezid döneminde İstanbul ve Galata büyük bir depremle sarsılmıştır:


“Tanrı’nın hikmeti gök kazası olup İstanbul içinde yedi gün altı gece deprem olup Galata Kalesi’nin nice yerleri yıkıldı.” 

Tarihsel kaynaklar bu olayın 10 Eylül 1509 tarihinde meydana geldiğini ve halk arasında "Küçük Kıyamet" olarak anıldığını belirtmektedir. Bu depremde Ayasofya, Fatih Camii, Topkapı Sarayı gibi birçok önemli yapı hasar görmüş; yaklaşık 13.000 kişi yaşamını yitirmiştir.


Modern araştırmalar, depremin büyüklüğünü 7.65, şiddetini ise 9 olarak kayda geçirmiştir. 


10 Eylül 1509 Depreminin Episantr Alanı  Aralarında Fatih Cami, Ayasofya ve Topkapı Sarayı’nın da bulunduğu pek çok tarihi yapı hasar görmüştür. Artçı sarsıntıları 45 gün süren bu depremde Marmara Kıyılarında tsunami olayı da gerçekleşmiştir

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü  tarafından hazırlanan katalogda, 1462 yılına tarihlenen ve 9 şiddetinde olduğu belirtilen bir İstanbul depreminden bahsedilmektedir. Ancak bu olay, “en az güvenilirlikli” ve “kaynak sayısı yetersiz” notuyla belirtilmiştir. Bu durum, tarihsel depremlerin belgelenmesinde kaynak çeşitliliğinin ve doğrulama imkanlarının ne denli önemli olduğunu göstermektedir.


Kaynakça


Evliya Çelebi. (2024). Seyahatname.  İstanbul

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4364243

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder