16 Eylül 2025 Salı

 TAŞ DEVRİNDE KOMÜNİZM: 

MARX’IN İLKEL KOMÜNAL TOPLUM TEZİ ÜZERİNE



Nevin BİLGİN 

İnsanlık tarihine bakıldığında, modern çağların bireyci ve rekabetçi dünyasıyla kıyaslanamayacak kadar farklı bir başlangıç görülüyor. Karl Marx ve Friedrich Engels’in tarihsel materyalizme dayanan çözümlemeleri, bu başlangıcı “ilkel komünal toplum” kavramıyla açıklıyor. 

Onlara göre insanlık, özel mülkiyetin olmadığı, üretim araçlarının ortak kullanıldığı ve sınıfların bulunmadığı bir dönemden geçmiştir. Bu dönem, basit üretim teknikleri ve hayatta kalma mücadelesiyle şekillenmiş olsa da, aynı zamanda eşitlikçi ilişkilerin hâkim olduğu bir toplumsal düzeni işaret etmektedir. 


Marx’ın tezine göre tarih, üretim biçimlerine göre aşamalardan ilerler: İlkel komünal toplum → köleci toplum → feodalizm → kapitalizm → sosyalizm → komünizm. Bu çizelgenin başlangıcında yer alan ilkel komünal toplum, insanların doğayla ve birbirleriyle kurduğu en saf kolektif ilişki biçimidir.

Toprak, hayvanlar, avlanma ve tarım araçları özel mülkiyetin konusu değil, topluluğun ortak malıdır. Bu yüzden sınıf ayrımları, hiyerarşik devlet yapısı ya da zengin-fakir uçurumu yoktur.

Bu yaklaşımı destekleyen en somut arkeolojik bulgulardan biri Anadolu’da yer alır: Çatalhöyük. Neolitik çağın bu büyük yerleşiminde evlerin neredeyse birbirine bitişik, eşit ölçülerde inşa edilmesi, özel mülkiyete işaret eden kalıntıların azlığı, üretimin kolektif izleri Marx’ın ilkel komünal toplum tezini hatırlatır. 

Burada kadın ve erkek figürlerinin ritüellerde birlikte yer alması da toplumsal eşitliğe dair güçlü bir işaret olarak okunur. Çatalhöyük’te devlet yoktur, sınıfsal ayrımlar belirgin değildir; topluluk, ortak yaşamın kurallarıyla ayakta durmaktadır.

Elbette Marx’ın tezi, Çatalhöyük gibi örneklerle bire bir örtüşmeyebilir. Arkeoloji bize, inanç sistemlerinin, ritüellerin ve kültürel pratiklerin toplumsal örgütlenmede de belirleyici olduğunu gösteriyor. Ancak yine de, ilkel komünal toplum düşüncesi, Çatalhöyük’teki eşitlikçi yapının anlaşılması için güçlü bir teorik çerçeve sunar.

 Marx’ın “taş devrinde komünizm” diye nitelenebilecek bu tasviri, yalnızca geçmişi anlamak için değil, bugünün toplumunu sorgulamak için de önemlidir. İlkel komünal toplum bize, insanlık tarihinin başlangıcında sınıfların ve eşitsizliklerin olmadığını, ortak yaşamın mümkün olduğunu hatırlatır. Bu hatırlatma, günümüz kapitalizminin yarattığı derin uçurumları sorgularken umut verici bir referans noktası olarak durur.

Kaynakça: 

Engels, F. Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni

https://evrimagaci.org/odtu-ve-hacettepe-ekibi-catalhoyukte-aile-yapilarinin-nasil-evrimlestigini-ve-tarimin-anadoludan-nasil-yayildigini-aydinlatiyor-20910

https://atasoyersaglikpolitikaokulu.org/marx-engels-luxemburg-ve-ilkel-komunizme-donus-mark-kosman/

https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0lkel_kom%C3%BCnizm


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder